Katarakt Nedir, Ne Yapılıyor?

 

Katarakt, gözün içerisindeki merceğin herhangi bir sebeple bozulması- işlevini yitirmesidir. Dolayısı ile her türlü sosyokültürel tabakada ve her yaşta görülmektedir. Dünyada insan vücudu içerisinde en çok yapılan cerrahi işlem katarakt ameliyatı ve göz içine mercek (lens) yerleştirilmesidir. Ancak bu mercek sistemindeki bozulma her topluma ve kişiye göre farklı evrelerde tedavi gereksinimini ve imkanını doğurur. Çünkü görmedeki bozulmanın miktarı ile kişinin günlük görme ihtiyacı arasındaki farklılık ve ayrıca sosyoekonomik koşullar ameliyatın zamanlamasını değiştirir. Dolayısı ile değişen ihtiyaçlar farklı cerrahilerin uygulanmasını ortaya koyar. Örneğin, gözü katarakt nedeni ile tamamen görmez olduktan sonra ameliyat ihtiyacı hisseden bir kişinin ameliyattan beklentisi ile, görmesi çok daha az düzeyde hatta sadece uzak veya sadece yakın görmenin bozulması şeklinde olan kişinin ki farklı olabilmektedir. Aslında dünyada katarakt cerrahisinde güncel yaklaşım hemen her yerde aynıdır: mümkün olduğunca küçük bir yerden göz içine girerek ameliyatı yapıp sonlandırmak ve böylece en kısa sürede iyileşmenin gerçekleşmesi ile hızla normal hayata dönüşün sağlanmasıdır. Ancak bu ameliyata girerken sahip olunan koşullar ameliyattan beklentinin ne olması gerektiğini ve sonuçları belirler. Ameliyat öncesi değerlendirme işin en uzun ve en önemli kısmını oluşturmalıdır. Her ne kadar günümüzde çok yapılan bir ameliyat olsa da hazırlık aşamasındaki evre hızla geçilmemelidir. Çünkü bu aşama, ortaya çıkan sorunun sebebini belirlemede (sistemik hastalıklar, göz hastalıkları, travma vb) dolayısı ile cerrahinin yöntem, gidişi ve olası sonuçları hakkında planlamada çok önemlidir. Çünkü artık günümüzde bu ameliyat sadece göz içindeki kataraktlı merceğin alınması değildir. Bu merceğin alınması yanı sıra göz içine hastanın ameliyat sonrası görebilmesi için yeni bir mercek takılmaktadır. İşte bu merceğin nasıl özelliklere sahip olabileceği ameliyat öncesi değerlendirme aşamasının içerisinde yer alır. Şunu söyleyebiliriz ki günümüzde katarakt cerrahisi:

  1. Göz içerisindeki kataraktlı merceğin en uygun (mümkün olduğunca küçük göze giriş yerleri ile, astigmatizma yaratmayacak ve hatta yapılabiliyorsa astigmatizmayı yapılan kesi ve girişlerle düzeltecek) şekilde,
  2. Göz içine konan merceğin sadece ameliyat sonrası miyopi- hipermetropi gibi bir refraktif değeri (gözlük numarası diyelim) değil astigmatizmayı ve hatta yakın görme problemini de ortadan kaldıracak yapıda olduğu bir cerrahidir.

 

Bu yukarıdaki şartların yerine getirilebilmesi için günümüzde modern katarakt cerrahisi hemen herkesin bildiği gibi “fakoemülsifikasyon” (kısaca fako) denen ultrasonik güç ile kataraktlı merceğin parçalandığı yöntemdir. Bu yöntem 1960 lı yılların sonlarından itibaren gelişmiş ve günümüzde bu yöntem ve yöntemin uygulanmasında kullanılan cihazlar oldukça yaygın kullanılır olmuştur. Son zamanlarda ise göz içerisindeki kataraktlı lensin parçalanmasında ve göze alet-lens giriş yerlerinin de dahil olduğu göz üzerindeki kesilerin yapılmasında lazer sistemleri denenmeye hatta yurtdışında bazı merkezlerde kullanılmaya başlamıştır. Bu lazer sistemleri cerrahinin bazı aşamalarını gerçekleştirmekte ancak ameliyatın tamamlanması için fako cihazına yine de gereksinim olmaktadır. Bu cihazların en önemli avantajı gözde yapılan kesilerin bıçaklar yerine lazerle daha istenen şartlarda (yer, büyüklük, derinlik vs) yapılabilmesidir. Ayrıca kataraktlı merceği parçalaması da avantajdır.  

 

Göz içine konacak mercekler ile ilgili olarak ise şunlar söylenebilir:

 

  1. Gözdeki sadece miyopi- hipermetropi durumunun kontrolü yeterli olmamaktadır. Artık astigmatizmanın kontrolüde bu mercekler ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Astigmatizmanın düzeltilebilmesi için özel dizayn edilmiş ve astigmatizmanın büyüklüğüne göre seçilebilen lensler mevcuttur.
  2. Astigmatizmanın yanı sıra uzak-yakın görmenin sağlanması da önemlidir. Normalde, yaygın olarak kullanılan göz içi mercekleri göze göre ameliyat öncesi hesaplanır ve belli bir değerde olur. Böylece ameliyat öncesi hesaplanan değere göre kişinin ameliyat sonrası uzağı mı yakını mı net göreceğine göre mercek numarası seçilebilir. Günümüzde ise değişen sosyal koşullar altında bir çok kişinin isteği göz içine konan mercek ile hem uzak hem yakın ve hem de ara mesafenin genç ve sağlıklı bir kişideki gibi görülebilmesidir. Yani insanlar ameliyat sonrası mümkünse gözlük veya kontakt lens gibi bir araç kullanmak istememektedirler. Bunun için üzerinde birçok odağın olduğu ve görüntünün uzak, yakın ve hatta ara mesafede merceğin farklı bölgelerinden gelen görüntülerle netleştirildiği mercekler mevcuttur. Ayrıca sağlıklı genç bir insanın merceği gibi, göz içine konduğunda uyum mekanizması ile netleştirme yapan mercekler de denenmektedir. Ancak henüz hiçbir suni mercek sistemi doğal, sağlıklı bir mercek gibi değildir. Ama yine de çok odaklı mercekler bugün için uzak- yakın netliğini isteyenler için en çok tercih edilen ve en çok memnuniyeti yaratabilecek merceklerdir.

Yalnız şu unutulmamalıdır ki, burada bahsedilen fako yöntemi dahil lazer sistemleri, çok odaklı mercekler (uzak, ara mesafe ve yakın için olanlar), astigmatizma düzeltenler veya bunların hepsinin bir arada olduğu mercekler ile ayrıca burada bahsetmediğimiz ışığın belli dalga boylarını engelleyen veya başka bir takım özellikleri taşıyan mercekler her göze dolayısı ile her kişiye uygulanamayabilir. Bu uygulanabilirliğe beklentileriniz, gözünüzün durumu (kataraktın gelişme sebebi, şekli, gözdeki diğer rahatsızlıklar gibi), genel vücut sağlığınız (diabet, hipertansiyon, romatizmal hastalıklar gibi), yaptığınız iş (gece araç kullanımı, uzun süreli yakın dikkat gerektiren iş yapma gibi), hekiminizin bu özellikli mercekler ve sistemlerle ilgili deneyimi ve tavsiyesi gibi durumlar etki edecektir.

Asıl olanın, gözünüze zarar vermeyecek ve sizin ihtiyaçlarınıza ve beklentilerinize en iyi cevabı verecek yaklaşım olduğunu unutmamak gerekir.

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.